Borçtan Kurtulma Davası

BORÇTAN KURTULMA DAVASI

Borçtan kurtulma davası İcra İflas Kanunu 69/2 de düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre;

“İtirazın muvakkaten kaldırılması kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde borçlu, takibin yapıldığı mahal veya alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde borçtan kurtulma davası açabilir. Bu davanın dinlenebilmesi için borçlunun dava konusu alacağın yüzde 15’ini ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine nakden depo etmesi veya mahkemece kabul edilecek aynı değerde esham ve tahvilat veya banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Aksi takdirde dava reddolunur.”

Borçtan kurtulma davası; bir nevi menfi tespit davası olup, borcu olmamasına rağmen borcu olduğu iddia edilen tarafın borcu olmadığını ispat etmesi için başvurduğu dava türüdür. Menfi tespit davası her zaman açılabildiği halde borçtan kurtulma davası itirazın geçici olarak kaldırılması kararının borçluya tefhim veya tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde açılması gerekir.

Borçtan kurtulma davası alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği gibi, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde de açılabilir. Görevli mahkeme, borç ilişkisinin içeriğine göre Asliye Hukuk veya Asliye Ticaret mahkemesinde açılabilir.

Davanın dinlenebilmesi için dava konusu alacağın yüzde 15 i oranında teminatın mahkeme veznesine depo etmesi veya aynı miktarda banka teminat mektubu tevdi etmesi şarttır. Borçlu bu miktar en geç ilk duruşma gününe kadar mahkeme veznesine yatırılması gerekmektedir. Teminat yatırılmadığı takdirde mahkeme başka hiçbir şeye bakmadan davanın usulden reddine karar verir. Mahkemenin istediği teminat şartının gerçekleştirilmesi ile takip durmaya devam eder. Geçici haciz kesin hacze dönüşmez.

Borçtan kurtulma davasının kabul edilmesi halinde, borçlu borcundan kurtulur, icra takibi yasal dayanağı kalmaz, geçici haciz kaldırılır. Alacaklı, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat mahkum edilir. Yargılama giderleri de alacaklıya yüklenir. Verilen karar kesin hüküm niteliğindedir.

Borçtan kurtulma davasının reddedilmesi halinde geçici haciz kesin hacze dönüşür, takip durduğu aşamadan devam eder. Alacaklı satış talep edebilir. Borçlu, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilir. Yargılama giderleri de borçluya yüklenir. Verilen karar kesin hüküm niteliğinde olduğundan borçlu, yeniden bir menfi tespit davası veya istirdat davası açamaz.

Borçtan kurtulma davasında öncelikle alacaklı alacağını ispat etmek ile yükümlüdür. Alacaklı taraf alacağını ispat ettiği takdirde ispat yükü bu sefer borçluya geçer.

Borçtan kurtulma davasının; itirazın iptali, Menfi tespit ve istirdat davalarından farklarını tespit edebilmek için öncelikle o davaların tanımlarını bilmek gereklidir.

İtirazın iptali davası, ilamsız icra takibinde söz konusu olur. Hakkında ilamsız icra takibi yapılan borçlu, ödeme emri kendisine tebliğ edilmesinden itibaren yedi gün içerisinde takibe itiraz edebilir. İtiraz ilamsız icra takiplerinde takibi durdurur. Bu takibin devam etmesi için alacaklının itirazın iptali davası açması gerekmektedir.

Menfi tespit davası, borçlunun herhangi bir borcu olmadığını tespit edebilmek için açtığı bir davadır. Bu dava borçlu hakkında takip yapılmadan öncede borç ödeninceye kadar borçlu tarafından açılabilir. Borç ödendikten sonra açılacak dava menfi tespit davası değil istirdat davasıdır. Menfi tespit davası açıldıktan sonra borcun ödenmesi halinde devam eden menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir.

Bir Yargıtay kararında bu durum şu şekilde özetlenmiştir. “Borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır.”

Borçtan kurtulma davası 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılmaktadır. Bu süre geçtikten sonra açılan dava borçtan kurtulma davası olarak adlandırılamayacak ve bu davanın sonuçlarını doğurmayacaktır. Borçtan kurtulma davası açılması, borçlu hakkında başlatılan takibi durdurur, borçlu malları üzerine konulmuş geçici haciz varsa bu haczin kesin hacze dönüşmesini önler ve alacaklının malların satışını istemesine bu sayede engel olur. Ayrıca itirazın geçici kaldırılması kararının kesin kaldırma kararına dönüşmesini engeller. Şayet borçlu bu davayı süresinde açmazsa tüm bu imkânlardan yararlanamaz. Hakkındaki icra takibine devam edilir, malları üzerindeki geçici haciz kesin hacze dönüşür ve malları satılabilir. Yine de borçlunun halen başvurabileceği hak arama yolları bulunmaktadır. Borçlu eğer borçlu olmadığını düşünüyorsa genel mahkemelerde menfî tespit davası açarak borçlu olmadığını ispat etmeye çalışabilir. Bu davada teminat yatırmak şartıyla satılan malların bedelinin alacaklıya ödenmesine engel olabilir. Borçtan kurtulma davasında teminat miktarı %15 iken 7 günlük süre sonunda açacağı menfi tespit davasında teminat miktarı borcun tamamına ilave olarak borcun %15 i yani %115 teminat yatırması gerekmektedir. Menfî tespit davasını kazanabilirse hakkındaki icra takibi hükümsüz hale gelir ve artık takibe devam edilemeyeceği gibi alacaklı tarafından bu alacakla ilgili yeni bir dava açılması ya da takip başlatılması da mümkün olmaz.

Sonuç olarak; borçlunun itirazının geçici kaldırılmasına karar verildiği durumda bu kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde açması gereken dava borçtan kurtulma davası olarak isimlendirilmektedir. İcra hukuku bakımından önemli olan bu davanın kazanılması borçlu ve alacaklı taraflar bakımından oldukça önemlidir. Bu dava sonucunda verilecek hüküm taraflar için kesin hüküm teşkil edecek ve bir daha aynı alacak için herhangi bir dava açılamayacağı gibi bu alacak icra takibine konu edinemeyecektir.

0 Paylaşımlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*