Deprem ve Sigorta Uygulamaları – 2

DEPREM VE SİGORTA UYGULAMALARI -2

6 Şubat günü, canımız yakan depremler sonucunda Sigortacılık alanın da yaratılan bilgi kirliliği nedeniyle, pek çok depremzedemiz ayrı bir mağduriyet yaşamıştır, yaşamaktadır.

Mağduriyetin önemli nedenlerinden biri, vatandaşımız sigorta yaptırırken; “riskin doğmasını” değil; yasal zorunluluktan ve sigorta bedelini düşünerek karar vermektedir.

Bu konuda ve birbirine bağlı olarak; Sigorta İşlemlerinde Bilgilendirmeye Yönelik Yönetmelik; 4.b Maddesi “Bilgilendirme Metni: Sözleşme kurulmadan makul bir süre önce sözleşmeye taraf olmak isteyen  ve talep edilmesi hâlinde sigortadan faydalanacak diğer kişilere sigortacı tarafından verilen ve sigortanın kapsamı, işleyişi ve tazminat ödeme kurallarına ilişkin özet bilgileri içeren metni,” sigorta talep edene vermesi zorunlu olduğu halde, uygulamada, “yapılıyor” gibi yapılması da etkendir.

Bunun da ötesinde; çok sayıda sigortalı vatandaşımız, parasını ödediği sigorta poliçesini almamakta, alsa bile muhafaza etmemektedir.

Risk doğduğunda, güncel olarak deprem sonucunda sigortalı vatandaşlarımızın aklına sigorta poliçeleri gelmekte, gerek satın alırken poliçede yer alan klozlara (Sözleşmeler açısından bakıldığında şart, koşul anlamına gelen kloz, sigorta poliçelerinde özel şartları bildiren ek  maddeler anlamına gelir.) bakmayan/bakmasına olanak verilmeyen sigortalı, poliçesini de muhafaza etmediği için bilgi kirliliğinin etkisinde kalmasında; hatta depremi fırsat bilen haksız kazanç peşinde olanların çirkin ağına düşmektedir.

Bu nedenle, Deprem sonrası tartışmaların odağı olan 2 sigorta türünde, açıklamalarda bulunacağım.

1. DASK – ZORUNLU DEPREM SİGORTASI

Genellikle yasal zorunluluk gereği yaptırılan bu sigorta türünde;

Kredi Bağlantılı Yapılması: Bankalar hem yasal zorunluluk; hem de kredi teminatı olarak, Konut kredisi verdiğinde; DASK yapmaktadır. DASK da üst limit, 640.000 ₺ olduğundan; verdiği kredi ile bu miktar arasında fark varsa, ayrıca yine kredi bağlantılı sigorta olarak, “Konut Sigortası” da yaptırılmaktadır.

Bu iki sigorta türünde de Poliçede “Daini Mürtehini” eş deyişle ilk yararlanıcısı Bankadır.

Risk doğduğunda; güncel olarak depremin hemen sonrasında, sigortalı taşınmazın yıkılmasında; hasar cinsine göre kredi bağlantılı sigortalarda; Bankanın kredi alacağı için muhatabı belki de yitirdiğimiz vatandaşımız değil, Sigorta Şirketleridir.

Banka, deprem bölgesine özgü olmak üzere, depremzede adına sigorta şirketine başvurmalı, alacağını aldıktan sonra, para artarsa sigortalıya veya varislerine artan parayı ödemelidir.

Burada ödenecek hasar miktarının saptanmasında, Hasarın niteliği; Poliçede yazan “Sigorta Bedeli” ve DASKLAR için en fazla 640.000 ₺ dir.

Diğer yasal zorunluluklardan veya gönüllü yapılan DASK:

Bu şekilde yapılan sigorta bedelleri maalesef, taşınmaz değerine oranla çok düşüktür.

Ödenecek hasar bedeli; hasarın niteliği ve poliçede yer alan “Sigorta Bedeli” ile sınırlı olup en fazla 640.000 ₺ ödenecektir.

DASK uygulaması ile ilgili olarak; 27.2.2023 tarihinde; Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanlığı, 2023/10 Sayılı Genelge ile; DASK ile ilgili olarak, Bakanlık saptamalarına uygun hasarlı binalarda, yıkılan binalar için % 20; Orta Hasarlı Binalarda % 10 avans ödemesini kurala bağlamıştır.

2. KASKO SİGORTALARI

Yaşadığımız depremde; çok sayıda depremzedemizin taşıtları da ağır zarar görmüştür.

Kasko sigortalarında, “Sigorta Bedeli” saptamalarında, taşıtın piyasa fiyatı ile önemli farklılık olmasına karşın, sigorta poliçesinde yer alan “kolozlarda” değişiklikler yapılarak, bazı riskler teminat dışında yer almaktadır. Pek çok kasko sigortasında “ucuz” olmasını sağlamak için, deprem, doğal afet v.b gibi riskler yer almamakta, pek çoğu, olası bir trafik kazasına teminat sağlamaktadır.

Bu nedenle; depremde zarar gören hatta pert olan pek çok taşıtın sigorta kapsamı dışında kaldığını üzülerek izlemekteyiz. Hukuki olarak da yapabileceğimiz bir şey yoktur.

Kasko sigortası; kredi bağlantılı olarak yapıldıysa, Daini mürtehini Banka veya finans kurumu olduğu için, Bankalar ve finans kurumları özel bir uygulama yapmalıdırlar.

Söylediğim olumsuzlukları önemli bir nedeni ise, sigorta şirketlerimizin özellikle hasar ödemelerinde, Sigorta şirketlerinin sigortalıya karşı olumsuz tavırları de neden olmaktadır

Yaşadığımız acı deprem deneyimin, pek çok konuda milat olarak kabul edilerek, olumsuzluklardan arınılması gerektiğini düşünmekteyim.

Hüseyin ÖLMEZ

TÜKONFED Bankacılık Komisyonu Başkanı

0 Paylaşımlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*