İftira Suçu

İftira Suçu

Genel Olarak

TCK m 267 gereğince, “Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” denilerek iftira suçu tanımlanmıştır.

Söz konusu fail, mağdura masum olduğunu bildiği halde bir suç yüklemektedir. Burada önemli olan fail tarafından mağdura somut ve belirli bir fiil isnat edilmektedir, belirsiz bir fiil isnat edilmesi iftira suçunu oluşturmayacaktır.

Tanımdan da anlaşılacağı üzere iftiranın gerçekleştirilme şekilleri:

-ihbar,

-şikayet,

-basın ve yayın yoluyla olabilmektedir.

Buna ek olarak iftira suçunun şartları:

-Yetkili makamlara ihbar ve şikâyette bulunma şartı

-Adli soruşturma veya kovuşturma ya da idari soruşturma geçirme şartı

-İsnat edilen hukuka aykırı fiilin gerçek dışı olması ve mağdurun suçu işlemediğini bilmesi gerekmektedir.

Nitelikli Haller

İftira suçunun cezasının suçun işleniş biçimine göre değişikliği söz konusudur.

TCK m 267 doğrultusunda;

(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.

(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.

(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; (…)  hükmolunur.

(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.

İftira Suçunun Zamanaşımı ve Şikâyet Etkisi Bakımından İncelenmesi

İftira suçu soruşturması ve kovuşturması şikayete tabi suçlar kapsamında değildir, bu suç re’sen soruşturulmaktadır. Savcılık suçun işlendiğini öğrendikten sonra soruşturmaya başlamak durumundadır.

TCK m 66/1/e gereğince, “Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer” denilerek iftira suçu ile ilgili herhangi bir şikayet süresi olmamasına karşın, savcılık suçun işlenmesinden itibaren 8 yıl içinde soruşturma başlatmak durumundadır aksi takdirde bu süre geçilirse iftira suçu soruşturulamamaktadır.

İftira suçundan dolayı öngörülen 8 yıllık dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.

İftira Atılan Kişinin Uğradığı Zarar Dolayısıyla Tazminat Hakkı

İftira suçunun mağduru, maddi ve manevi olarak zarar görmüş olabilir. Bu suç sonucu işlem ve eylemlerin kişinin üstünde yarattığı üzüntü, acı, keder gibi olumsuzluklar neticesinde manevi tazminat açılabilmektedir.

Maddi tazminat ise iftira sonucunda kişinin ekonomik durumunda yaşanan olumsuz etki neticesinde açılmaktadır. İftira suçu nedeniyle hükmedilecek maddi ve manevi tazminat miktarı olayın özellikleri, mağdurun mali ve sosyal anlamda yaşadığı zararın büyüklüğü gibi etkenler dikkate alınarak hesaplanmaktadır.

İftira Suçunun Etkin Pişmanlık Çerçevesinde Değerlendirilmesi

TCK Madde 269 – (1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.

(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.

(3) Etkin pişmanlığın;

a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,

b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,

c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri, İndirilebilir.

(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;

a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,

b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri, indirilebilir.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/31 md.) Basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun aynı yöntemle yayınlanması gerekir.

Başkasına Ait Kimlik veya Kimlik Bilgilerinin Kullanılması Suretiyle İftira Suçu

TCK m 268/1 gereğince “İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır”.

Emsal Yargıtay Kararları

YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2013/26612 E, 2014/162 K, 22.01.2014

“…İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikâyette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Somut olayda, sanığın müştekilere yönelik iddiaları nedeniyle yürütülen soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına” dair verilen kararın, iftira suçunun işlendiğinin kesin kanıtı olamayacağı ve sanığın Anayasa’nın 74. maddesi ile teminat altına alınan Anayasal dilekçe-şikayet hakkını kullandığı gözetilmeden ve iftira suçunun öğeleri ile suçsuz olduğunu bildiği bir kişiye karşı suç yükleme özel kastının nasıl oluştuğu da açıklanıp tartışılmadan, kanuni temelden yoksun gerekçeyle hükümlülük kararı verilmesi … BOZULMASINA..”

YARGITAY 8.CEZA DAİRESİ 2021/15138 E. , 2021/22896 K.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

“Sanığa yüklenen suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e maddesinde belirlenen 8 yıllık asli dava zamanaşımı süresinin, zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın sorgusunun yapıldığı 20.03.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e ve CMK.nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, 15.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi”.

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2021/1082 E. , 2021/16797 K.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

“İftira suçunun oluşabilmesi için, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, dosya kapsamına göre, sanığın iddialarının bir kısım maddi vaka ve somut olgulara dayandığı, ayrıca tanıklar … ve … … tarafından iddialarının kısmen doğrulandığı; sanığın iddialarını ispat edememesinin iftira suçunun kanıtı sayılamayacağı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak biçiminde olmayıp T.C. Anayasasının 74. maddesi ile güvence altına alınan anayasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunması nedeniyle unsurları itibariyle oluşmayan iftira suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/l. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi”.

0 Paylaşımlar