İKİNCİ EL ARAÇ SATIŞLARINDA AYIPTAN SORUMLULUK
İkinci el araçların alım satımında satıcının araçta mevcut bilinen ve bilinmeyen kusurlara karşı sorumluluğu bu yazının konusudur.
Genel olarak
Aslında bir malın satışında ikinci el veya sıfır olarak satılması arasında satıcının sorumluluğu bakımından çok da bir fark yoktur. Zira hangi mal satılırsa satılsın satıcı maldan beklenen faydalara dair gerekli bilgileri vermeli ve bu bilgiler haricinde bir kusur ortaya çıkar ve alıcı bu kusuru kabul etmemiş olur ise bu kusurdan sorumlu olmalıdır.
Ayıp Kavramı
Satılan şeyin değerini veya ondan beklenen faydayı azaltan her türlü kusur ayıp kategorisine dahildir. Satıcının malı satmadan önce alıcıya her türlü eksiklik ve özelliğini belirtmesi ve alıcının da bu özelliklerini bilerek malı alması esastır. Burada sözleşme serbestisi geçerlidir ve alıcının satış esnasında bildiği yada doğal olarak bilmesi gereken kusurlardan satıcının sorumlu olmadığı açıktır. Satıcı tarafından verilen yada alıcı tarafından satış öncesi alınan bir ekspertiz raporundaki kusurlar veya açıkça görülebilen bir hasar izi bu kategoride değerlendirilebilir. Böyle bir durumda satıcının sorumlu olması için açıkça bu kusurların olmadığını garanti etmelidir. Gözle görülebilen ve çok basit bir inceleme ile fark edilebilecek kusurları alıcının bildiği varsayılır ve bu kusuru açıkça kabul ederek alıcı malı aldığı için satıcı kusurdan sorumlu olmaz.
Ayıptan sorumluluk konusunda tacir olmayan taraflar arasında gerçekleştirilen alım satımlarda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır. Araç alım satımını meslek edinmiş kişiler tarafından yapılan satışlarda Tüketicinin Korunması Kanunu hükümleri uygulama alanı bulur. Ancak her iki durumda da uygulanacak hükümlerin içeriğinin aynı olduğunu söyleyebiliriz.
Bu konuda açılacak bir tazminat davası davalının yerleşim yerindeki Asliye hukuk mahkemelerinde görülecektir. Dava devam ederken aracın satılması mümkündür. Bu konuda yapılacak bir yargılamada öncelikle araçta kusur bulunup bulunmadığı, bu kusurun açık ve gizli ayıp niteliği araştırılacak ve gizli ayıp olduğu kabul edilirse değer kaybı hesap edilerek satıcının bunu alıcıya ödemesi istenecektir. Bu kusur eğer satıcı tarafından hile ile gizlenmiş ise cezai sorumluluğu da gündeme gelebilir.
Mevzuat
BK m. 222 ye göre satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olur. Sonuç olarak ikinci el araç satışında satıcının kusur sorumluluğu için alıcının bu ayıbı bilmemesi ve bilmesinin de gerekmemesi şarttır. Gizli ayıplar bunun en tipik örnekleridir.
İkinci el araç satışlarında aracın kilometresi ile oynanmış olması, hasar kaydı, değişen parçalar, şasede oynama, aksamın düzgün çalışmaması, motor şanzıman arızaları, beyin problemleri, sebebi belirlenemeyen performans düşüklükleri vs ayıp olarak sayılabilir.
Ayıba Karşı Tekeffül
Araç satışını meslek edinmemiş kişiler arasındaki uyuşmazlıklar konusu itibariyle tüketici mevzuatı hükümlerine tabi olmayıp bu konuda ortaya çıkacak ihtilafların çözümü için Borçlar Kanununun ayıba karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen 219 ve devamı maddelerine bakmak gerekir.
BK 219. maddeye göre satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese onlara sebep olmamış olsa bile onlardan sorumludur. Önemli olan satıcının neyi bilip neyi bilmediği değil alıcının neyi kesin olarak bildiğidir. Zira sorumluluğu kaldıracak tek şey alıcının bu kusuru kabul ederek aracı aldığını açıkça beyan etmiş olmasıdır.
Bu özellikle önemlidir zira satıcının sorumlu olması için kusuru bilip bilmemesinin ya da kusura kendisinin sebep olup olmamasının bir anlamı yoktur. Ben bilmiyordum, bende eksper raporu ile böyle aldım, ben aldığımda böyle bir sorun olduğu bana söylenmedi vs gibi bahanelerle sorumluluk ortadan kalkmaz. Bu noktada bu hükümle aslında araç satan kişinin bu aracı aldığı sırada ortaya çıkmamış veya bilmediği veya bildiği ama ileri sürmediği kusurlar nedeniyle sorumluluğun onun üstünde kaldığı söylenebilir. Yani kusura önceki araç sahibi sebep olmuş olabilir veya aracın imalat hatası bulunabilir. Eğer böyle bir durum var ise satıcı böyle bir zararı tazmin ettikten sonra elbette bir önceki satıcıya veya üreticiye karşı sorumluluk nedeniyle tazminat davası açabilir. Ancak alıcının örneğin imalatçıya veya kazayı yapmış kusura gerçekten sebep olmuş önceki satıcıya gitmek gibi bir mecburiyeti yoktur. Zira mevzuat bu konudaki sorumluluğu tamamen satıcının üstüne yüklemiştir.
Eğer satıcı başkalarının sorumlu olduğunu ispatlayabiliyorsa elbette o kişilere karşı uğradığı zararın telafisini dava edebilir. Sonuç olarak satıcı da önceki satıcılar karşısında alıcı durumundadır ve bir alıcının sahip olduğu tüm haklara sahiptir. Aldığı mal nedeniyle tazminat ödemek zorunda kalır ise bu malın değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi hukuki ekonomik ayıp sayılabilir.
Sorumsuzluk Anlaşması
Kusurdan sorumsuzluğa ilişkin bir sözleşme taraflar arasında yapılabilir. Bu durumda bile BK m 221’e göre satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Ağır kusur ayıbın gizlenmesi durumlarında ortaya çıkar. Ancak noter satışı yapılırken belgede yazan alıcının kontrol ettim bu haliyle kabul ettim şeklindeki beyanları sorumluluğu kaldırmaz. Noter sözleşmesi kusurlara dair tüm ayrıntıları içermelidir. Yine eksper raporunda yer almayan kusurlar yada yanlış eksik ekspertiz raporu nedeniyle de satıcının sorumluluğu devam eder. Ekspertiz raporunda kusur olarak yer alan bir hususun bilinmeyen diğer sonuçları için de satıcının sorumluluğu devam eder.
Araç hasar kayıtları alıcının bilgilendirilmesi için önemlidir ancak alıcının hasar kaydı araştırması yapmak gibi bir sorumluluğu yoktur. Hasarlı aracın tamiri ile ilgili olarak doğru bilgi verilmesi gerekir aksi halde sorumluluk devam eder. Ayrıca sadece bu bilgilerin verilmesi yetmez bu bilgilerin verildiğinin ispatı gerekir. Bu nedenle satıcı tarafından tüm bu ayrıntıların sözleşmeye yazılması önemlidir.
Alıcının neleri bildiği konusunda ispat külfeti satıcıya aittir. Normal şartlarda ve basit bir göz gezdirmeyle anlaşılacak kusurlar haricinde bir kusurun alıcı tarafından bilindiğinin ispatından satıcı sorumludur. Ekspertiz yaptırsaydı, Tramer kaydına baksaydı, diğer detayları araştırsaydı şeklinde bir savunma yapılamaz. Yine aracın değerinin piyasaya göre düşük olmasının da kusuru alıcının bildiği anlamına gelmeyeceği açıktır. Aracın piyasa değerinden düşük fiyata satılmış olması ayıplı olduğu ve bu ayıbın bildirildiği bilindiği anlamına gelmez. Burada önemli olan kusur bildiriminin yapılmış olması ve alıcının bu kusuru bile bile aracı almasıdır. Bunun satıcı tarafından ispati gerekir.
Gözden geçirme ve satıcıya bildirme
BK m 223’e göre alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.
Kanunun lafzından açıkça anlaşıldığı üzere noterde sözleşme yapıldıktan sonra makul bir süre içinde alıcı tarafından kontrol yapılarak kusur görülürse satıcıya bildirilmelidir. Bu durumda bile noter satışı ile satıcının kusur sorumluluğunun bitmediği ancak makul süre geçene kadar kusurdan sorumlu olduğu görülmektedir.
Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Örnek olarak araçtaki kusur alıcı tarafından öğrenilmiş ama uzun süre hareketsiz kalınmış ise satıcının sorumluğunun sona erdiği varsayılabilir. Burada da daha sonra ortaya çıkan kusurlar bakımından mümkün olan en kısa sürede satıcıya bildirim yapılması gerektiği aksi halde durumun kabul edilmiş sayılacağı görülmektedir.
Satıcının ağır kusurunun sonuçları
BK m 225’e göre ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.
Alıcının Seçimlik hakları
BK m 227’ye göre satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Bunun yanında alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.
Satılanın yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması
BK m 228’e göre alıcıya ayıplı olarak devredilmiş olan satılanın ayıptan, beklenmedik hâlden veya mücbir sebepten dolayı yok olması veya ağır biçimde zarara uğraması, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasını engellemez. Bu durumda alıcı, satılandan elinde ne kalmışsa onu geri vermekle yükümlüdür. Satılan alıcıya yüklenebilen bir sebep yüzünden yok olmuşsa veya alıcı onu başkasına devretmişse ya da biçimini değiştirmişse alıcı, ancak değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini isteyebilir.
Dönmenin sonuçları
BK m 229’a göre satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür. Buna karşılık alıcı da,
1-Ödemiş olduğu satış bedelinin, faiziyle birlikte geri verilmesi.
2-Satılanın tamamen zaptında olduğu gibi, yargılama giderleri ile satılan için yapmış olduğu giderlerin ödenmesi.
3-Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi.
taleplerinin ileri sürebilir. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür.
Zamanaşımı
BK m 231’e göre Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.
Burada bahsedilen ayıp açık ayıplardır. Bu iki yıllık sürenin geçmesi artık alıcının bunu kabul ettiği şeklinde değerlendirilir. Hatta bu iki yıl içinde ayıp bildirildiği takdirde iki yıl geçtikten sonra da satıcının sorumluğuna gidilebilir. Ancak araçta gizli ayıp var ise iki yılın geçmesi ile ayıbın kabul edildiği sonucuna ulaşılamaz. Bu iki yıllık süre gizli ayıplar için uygulanmaz.
Araç Kilometresinin Değiştirilmesinde Hukuki Sorumluluk
Kilometrenin değiştirilmiş olması gizli ayıp niteliğindedir ve ne zaman ortaya çıkarsa çıksın satıcının sorumluğunu doğurur.
Aşağıdaki içtihattan da açıkça görüleceği üzere kilometrenin değişimi satıcı tarafından yapılmamış bile olsa böyle bir kusurdan satıcı sorumludur.
(Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/6482 E., 2022/8092 K. 24/10/2022) “bilirkişi raporu ve TUVTÜRK muayene raporları ile aracın kilometresinin düşürüldüğü sabit olduğundan satıcının (davalının) kendisine süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yönünde itirazı olmadığından söz konusu ayıbı bilmese dahi sorumlu olur. O halde mahkemece, davacıya satılan aracın satış akdi esnasında kilometresinin düşürülmüş olduğu ve bunun gizli ayıp mahiyetinde olduğu isabetli şekilde tespit edildiği, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu gözetilerek araç satış sözleşmesinde satış bedeli olarak 7.500 TL belirtilmiş olmasına rağmen aracı düşük kilometreli zannıyla 21.300 TL’ye satın aldığını iddia eden davacının anılan iddiasına yönelik delilleri de incelenip değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken…”
Cezai Sorumluluk
Araçta mevcut kusurlar, kazasının veya araçta mevcut başka bir problemin söylenmemesi şeklinde satıcının pasif kalması ile örtülebileceği gibi satıcının aktif olarak aracın belli özelliklerini değiştirmesi durumunda da karşımıza çıkabilir. Satıcının bildiği eksiklikleri söylememesi yada bilmediği bir eksikliğin sonradan ortaya çıkması ceza hukuku anlamında sorumluluğunu gerektirmeyebilir ise de aktif olarak araçta oynama yapması ve bu sayede alıcıyı aldatması durumunda cezai sorumluluğu da söz konusu olabilir. Bunun en tipik örneği aracın kilometresinin düşürülmesi durumudur.
Türk Ceza Kanunu 157. maddesinde “Dolandırıcılık” suçu (1) Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak olarak tanımlanmış ve bu kişinin bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceği belirtilmiştir. Aracın kilometresinin değiştirilerek daha yüksek fiyattan satılması tamda bu hükme uyar.
Yine TCK 158/1. maddesinde Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri: “Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle, Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle, Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle, Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle, Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak, Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle, Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında, Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle, Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla” şeklinde sayılmış ve üç yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı belirtilmiştir. Yani dolandırıcılığın bu yollarla işlenmesi durumunda nitelikli dolandırıcılık suçu ortaya çıkar.
Emsal kararlar;
(Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/31661 E, 2018/270 K. 15.01.2018)
“…getirtilen fenni muayene raporlarının incelenmesi sonucu aracın kilometresinin, şüphelinin aracı satın aldıktan sonra düşürülmüş olma ihtimalinin çok daha yüksek olduğu kanaatine varıldığı, bu haliyle şüphelinin üzerine atılı aracın kilometresini düşürmek suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği, şüphelinin aslında işlemediklerini bildiği bir suçu işlemiş gibi göstererek Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet etmekle mağdurlar … ve …’e karşı iftira suçunu da işlediği belirtilerek kamu davasının açıldığı”,
(Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/541 E, 2018/8268 K. 20/11/2018)
“Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Grup Ticaret Limited Şirketinin yetkilisi olan sanığın, sahibinden.com isimli internet sitesine plakalı Volkswagen marka aracın 68.000 km’de olduğunu belirten satış ilanı verdiği, katılanın ilanı görerek sanığı aradığı ve aralarındaki anlaşma sonucu katılanın aracı satın aldığı ancak aracın yetkili servise götürülmesi ile, aracın kilometre saatinin değiştirildiğinin ve 200.617 kilometrede olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; tüm dosya kapsamına göre sanığın mahkumiyetine yönelik mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.”
Av. İbrahim Güllü
Kaynak: https://avibrahimgullu.com/ikinci-el-arac-satislarinda-ayiptan-sorumluluk/