Oh Mis: Zehirli Hava

Oh Mis: Zehirli Hava

Basına yansıyan ve kamuoyunda tartışma meydana getiren Termik Santrallere filtre olayı bugünlerde oldukça ön planda.

Olay kısaca şöyle;

Meclisteki tüm partilerin ortak kararıyla 14 Şubat 2019’da geri çekilen yasal düzenleme, yeniden getirildiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) geçerek yasalaştı. Buna göre, Türkiye’nin çeşitli illerine dağılmış 15 kömürlü termik santrale dördüncü kez havayı 2,5 yıl daha kirletme izni verildi.

Bu düzenlemeye göre 31 Aralık 2022 tarihine kadar zehirli havayı solumaya devam edeceğiz. Derin derin nefes alarak içimize çekip, oh mis gibi zehirli hava diyeceğiz istesek de istemesek de.

Mecliste kabul edilen kanuna göre; “Elektrik Üretim A.Ş. veya bağlı ortaklık, iştirak, işletme ve işletme birimleri ile varlıklarına ve 4046 sayılı Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine ve kamu üretim şirketlerine ait üretim tesislerine, özelleştirilmiş olanlara veya  özelleştirileceklere çevre mevzuatına uyumuna yönelik yatırımların gerçekleştirilmesi ve çevre mevzuatı açısından gerekli izinlerin tamamlanması amacıyla 31.12.2022 tarihine kadar süre tanınmasını” öngörülüyor.

2013 yılından bu yana, baca gazı kükürt giderim tesisi, filtre sistemleri veya kül barajı gibi çevre ve halk sağlığının korunması için gerekli yatırımları yapmayan 15 kömürlü termik santrale, 2,5 yıl daha halkı ve çevreyi zehirleme izni veriliyor.

Evet yanlış duymadınız. Zehirleme izni veriliyor/verildi. Herhangi bir incelemeye bile gerek kalmadan bakıldığında havayı zehirlediği çıplak gözle dahi açıkça görülen bu çevre katliamına izin verilmesi anlaşılır bir uygulama değil.

Anayasa Mahkemesi ise 2014 ve 2017’de iki kez, Türkiye’nin en kirli, zehir saçan termik santrallerinin çevre yatırımlarını yapmalarına, 2019 yılı sonuna kadar bu yatırımların tamamlanmasının mecburi olmasına karar verdi. Alınan bu son karar Anayasa Mahkemesi kararlarına açıkça aykırı.

Olaya bakış açısı ise çok daha garip. Kararı çıkartanlar gerekçe olarak termik santrala yapılacak filtrenin maliyetini öne sürmekte ve zaman verilmesinin gerekli olduğunu savunmaktalar. Ancak nedense filtresiz termik santralların çevreye ve insan sağlığına verdiği zararı diğer bir deyişle filtresiz bacaların Çevre ve İnsana olan sosyal maliyetini hesaplamıyorlar. Kaç kişinin hava kirliliğine bağlı hastalıklara yakalanıp öleceğini hesaplayan oldum mu acaba?

Bu zihniyetin değişmesi ve sermayenin korunmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.

Çernobil Nükleer Santralinin çevreye verdiği zararı önemsiz göstermek için bazı yetkililer TV’de radyasyonlu çay içip sağlıklı demişti. Sonrasında ise halk kanser rahatsızlıkları ile karşı karşıya kalmıştı.

Bugün Çernobilin bir başka versiyonunu yaşıyoruz. Göz göre göre halkımızın zehir solumasına ekonomik gerekçelerle kayıtsız kalınıyor.

Bu anlayışı ve bakış açısını kabul etmek mümkün değil. Eğer bunu kabul eden, karşı çıkmayan, çevre duyarlılığına sahip olmayanlar; derin derin nefes alıp, Ohh mis gibi Zehirli hava diyebilirler.

 

KAYNAK: GÜLLÜ HUKUK OFİSİ – https://avibrahimgullu.com/oh-mis-zehirli-hava/

0 Paylaşımlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*