Trans Boksör Tartışması
“Trans Boksör” Tartışması Paris Olimpiyatlarının Gündemi Oldu. İtalyan boksör Angela Carini, üç yıl önce kaybettiği ve çok sevdiği antrenörü ile babasının anısına madalya kazanmak için Paris 2024’e gelmişti.
“Daha önce hiç bu kadar güçlü yumruk yememiştim”
Carini, Kadınlar 66 kiloda yaptığı maçları kazandıktan sonra son 16 turda Cezayirli boksör Imane Khelif karşısındaki mücadelesi ise aldığı yumruklar nedeni ile 46 saniye sürdü ve 46. saniyede oyundan çekildi.
Maçtan sonra Carini:
“Daha önce hiç bu kadar güçlü yumruk yememiştim” diyor ve İtalyan medyasına yaptığı açıklamalarda ise: “Yüzüm ve burnum acıyordu. Daha fazla nefes alamadım. Ailemi düşündüm, tribündeki erkek kardeşime baktım ve köşeye, çekilmeye gittim” dedi.
Bu güçlü yumruğun sahibi Cezayirli boksör Imane Khelif’in cinsiyeti tartışmalıdır. Cinsiyeti tartışmalı olan bir diğer boksör de Tayvanlı Lin Yu-Ting‘dir. Milli boksörümüz Esra Yıldız Kahraman Tayvanlı Lin Yu-Ting ile yaptığı müsabaka sonrasında ringin her tarafına elleriyle X işareti yaptı.
Bu işareti Paris 2024’te başka sporcular da yapmıştı ve cinsiyeti tartışmalı olan sporcular için bir gönderme anlamını taşıyordu. Geçen yıl dünya şampiyonası öncesi yapılan testlerden geçemeyen ve diskalifiye edilen Tayvanlı boksörün ve erkek kromozomuna sahip olduğu iddia ediliyordu.
Lin Yu-Ting Paris’te çıktığı maçlarda neredeyse zorlanmadan galibiyetle ayrıldı ve finale kadar yükseldi.
Geçen Sene Diskalifiye Edilmişti
Son olimpiyat şampiyonu ve sıkletinde dünya 1 numarası olan milli boksörümüz Busenaz Sürmeneli çeyrek finalde eşleştiği Taylandlı Janjaem Suwannapheng‘i eleye bilseydi transseksüel olduğu iddiaları ile gündem olan Cezayirli boksör Imane Khelif ise Macar Anna Luca Hamori’yi elemesi halinde bu iki sporcu yarı finalde eşleşecekti.
İşte bu nedenle ve hukuki çıkarımız olduğu için Türkiye Boks Federasyonu Uluslararası Olimpiyat Komitesine (IOC)‘ye başvuru yaptı. Başvuruda Khelif‘in, “cinsiyet uygunluk testleri de dahil olmak üzere çeşitli testleri geçemediği” hatırlatılarak oyuncunun organizasyondan diskalifiye edilmesi ifade edildi. Aynı başvuruyu Dünya Boks Federasyonu da yapmıştı.
Ancak IOC tüm başvuruları kabul etmedi.
Gerek Khelif ve gerekse Janjaem geçen yıl dünya şampiyonası öncesi yapılan testlerden geçemeyerek erkek kromozomuna sahip oldukları gerekçesiyle diskalifiye edilmişlerdi.
Özetle Uluslararası Olimpiyat komitesi ile Dünya Boks federasyonunun görüşleri biri birleri ile örtüşmedi.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) sözcüsü Mark Adams, Khelif’in olimpiyat uygunluk kriterlerinin ihlal etmediğin belirtti ve şunları söyledi: “Cezayirli boksör kadın olarak doğdu, kadın olarak kaydedildi, hayatını kadın olarak yaşadı, kadın olarak boks yaptı ve kadın pasaportuna sahip. Bu bir transseksüel olayı değil. Bunu söylemediğinizi biliyorum ancak bir şekilde bunun bir kadınla dövüşen bir erkek olduğu yönünde bazı kafa karışıklıkları var. Böyle bir durum söz konusu değil. Bilimsel olarak bu konuda fikir birliği var. Bu bir kadınla dövüşen bir erkek değil ve bence bunu anlamamız gerekiyor.”
Diğer Sporcularda ‘X’ Yapmıştı
Lin Yu-Ting ve Imane Khelif’in Paris 2024’te daha önce mağlup ettiği sporcular da tıpkı Esra Yıldız Kahraman gibi ‘X’ işaretini yapmıştı.
Bilimsel incelemelere göre insan DNA’sı, 23 çiftten oluşan 46 adet kromozoma sahip. Bunların 22’si hem erkek hem de kadında aynıdır. Kalan çift ise cinsiyet kromozomlarını oluşturur. Kadınlarda son çift XX, erkeklerde ise XY normal kromozom kuruluşu olarak bulunmaktadır. ‘X’ işareti ile dişiliği ve kadın kategorisinde yarışan sporcuları işaret edilmektedir.
Buradaki sorun insanların tras veya interseks olup olmamaları değildir. Bir spor yarışmasında kadının kadınla, erkeğin erkekle ya da açıkça belirtilerek bir cinsin karşı cinsle mücadele edip etmediğidir.
Sözünü ettiğimiz her iki boksörde XY erkek hücresi saptanmış olmasına göre bu boksörlerin, kendilerini kadın olarak değerlendirmeleri, regl olmaları ve ayrıca dişi üreme organlarının bulunması Olimpiyatlarda “kadın” kategorisinde yarışmalarını haklı kılmaz.
Her şeyden önce bu durum bu sporcularla yarışan diğer sporcularda psikolojik bir baskı yaratır. Tüm sporcuların hakseverliğe uygun koşullarda yarışma hakları korunmalıdır. Bazı sporcuların yüksek testosteron derecesine sahip olmaları fiziksel güçlerini etkileyeceğinden, bu sporcularla yarışan diğer sporcular için eşit ve adil koşulların sağlandığın ileri sürmek doğru değildir.
Zaten binlerce seyirci-izleyici de Uluslararası Olimpiyat Komitesinden gelecekteki yarışmalar için adil bir karar verilmesini beklemektedir.
İzzet Doğan
Emekli İstanbul Hakimi
TÜKONFED (Tüketici Konfederasyonu) Hukuk Komisyonu Başkanı