Uzman ve Başöğretmenlik Eğitimlerinin Değerlendirmesi -1 (Farklılaştırılmış Öğretim)

Öğretmenler, pandemi nedeniyle stresli bir eğitim öğretim döneminden sonra eğitim programlarının yapılmasını, tatil haklarının ellerinden alınması olarak ifade etmektedirler.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından ilk kez uygulanan uzman ve başöğretmenlik eğitimleri, kısa adı “ÖBA” olan öğretmen bilişim ağı üzerinden başladı. Uzman öğretmenlik eğitim programı, 18 Temmuz’da başlayıp 5 Eylül’de saat 23.59’da sona erecektir. Başöğretmenlik eğitim programı ise 18 Temmuz’da başlayıp 19 Eylül’de saat 23.59’da sona erecektir.  Uzman öğretmenlik programı 180 saat, başöğretmenlik programı ise 240 saat olarak planlanmıştır. Eğitim programları video içerikleri ve PDF ortamındaki çalışma kitabından oluşmaktadır.

Uzman ve başöğretmenlik eğitimleriyle ilgili öğretmenlerin sosyal platformlarda; eğitim programlarının zamanlaması, eğitim videoları ve uzaktan eğitimin niteliği konusunda yoğun eleştiriler yaptıkları görülmektedir. Öğretmenler, pandemi nedeniyle stresli bir eğitim öğretim döneminden sonra eğitim programlarının yapılmasını, tatil haklarının ellerinden alınması olarak ifade etmektedirler. Eğitim videolarını izlemenin zorunlu tutulması, eğitim videolarının internet nedeniyle yavaş ilerlemesi ve video sayılarının çok olması yoğun eleştirilere neden olmaktadır. Ayrıca, bazı video içeriklerin sadece görüntülü sesli kitap gibi olduğunu, video içeriklerinin daha ilgi çekici olabileceği ifade edilmektedir.

Öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve kariyer planlamaları konusunda ne tür özendiricilerin kullanılması gerektiği konusuna daha önceki yazılarımda değinmiştim. Uzman ve başöğretmenlik eğitimleri döneminde öğretmenlerimize farklı bir bakış açısı sunmak için eğitim programında yer alan bazı konularını değerlendirmekte yarar görüyorum. Bu yazıda, eğitim programının birinci modülünde yer alan farklılaştırılmış öğretimi yaklaşımı ve uygulanabilirliği konusunu kısaca değerlendirmeye çalışacağım.

Öğrenciler, eğitim kurumlarına ön bilgileri, ilgileri, öğrenme öncelikleri, tercihleri ve stilleri, sosyoekonomik ve gelişim özellikleri gibi farklılıklarla gelmektedirler. Eğitim kurumlarında bir sınıfta sıraladığımız özellikleriyle, farklı öğrenci profilleri bulunmaktadır. Farklılaştırılmış öğretim; faklı özelliklere sahip öğrencilerden ve tek tip bir öğretimden aynı başarıyı beklemenin gerçekçi olmadığı tezine dayanmaktadır. Bu nedenle,  farklılaştırılmış öğretim; alan teorisyenleri tarafından bir araç, bir tutum, bir yaklaşım, bir felsefe, bir program uyarlama stratejisi, bir organizasyon stratejisi veya bir sınıf yönetimi modeli olarak ifade edilmektedir.   Farklılaştırılmış öğretim yaklaşımı; Jean Piaget’in bilişsel gelişim kuramına, Vygotsky’nin yakınsal gelişim alanına ve Gardner’ın çoklu zekâ kuramına, beyin temelli öğretim araştırmalarına ve öğrenme stillerine dayanmaktadır.

Farklılaştırılmış öğretim; öğretim ortamında içerik, süreç ve ürün açısından farklılaştırma gerçekleştirme temeline dayanmaktadır. Farklılaştırımış öğretiem, Gardner’ın çoklu zekâ teorisinden hem de Bloom’un taksonomisinden ilham almaktadır. Farklılaştırılmış öğretim, öğrencilerin başarı düzeylerine göre gruplandırıldığı, ödevini ve kazanımları alan öğrencilerin serbest bırakıldığı ya da hızlı öğrenenlere ekstra kitap ya da çalışmaların verildiği bir öğretim modeli değildir. Bu nedenle, bireyselleştirilmiş öğretimle birlikte tüm öğrencilerin öğrenmesini karıştırmamak gerekir. Farklılaştırılmış öğretimin amacı, her öğrencinin gelişimini en üst düzeye çıkarmaktır. Farklılaştırılmış öğretim uygulamalarında öğrencilerin çeşitli ihtiyaçlarına cevap verebilecek farklı öğrenme yaşantılarını sunmak amaçlanmaktadır.  Milli Eğitim Bakanlığının öğretmenlere göndermiş olduğu çalışma notlarında, Tomlinson ve İmbeau,  farklılaştırılmış öğretim ilkelerini yedi madde halinde sıralamıştır. Brien ve Guiney ise farklılaştırılmış öğretimin ilkelerini ise benzer bir şekilde dört madde halinde özetlemiştirler:

(a) Her çocuk ve öğretmen öğrenebilir.

(b) Tüm çocukların eğitimden en üst düzeyde yararlanma hakkı vardır.

(c) Tüm öğrenciler için ilerlemeler belirlenmeli, tanımlanmalı ve ödüllendirilmelidir.

(d) Bir sınıftaki öğrencilerin ortak, farklı ve bireysel gereksinimleri vardır.

Farklılaştırılmış öğretimi uygulamak isteyen bir öğretmenin yararlanabileceği çok sayıda strateji olmakla birlikte en çok kullanılanlar: istasyon, merkezler, ajanda, karmaşık öğretim, yörünge çalışmaları, giriş noktaları, öğrenme sözleşmeleri ve katlı öğretimdir. Farklılaştırılmış öğretimde öğrencilerin değerlendirilmesi; öğretimin başında, öğretim sürecinde ve öğretim sonunda olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilmektedir. Bu yazıda teknik olarak farklılaştırılmış öğretimin teknik boyutları yerine temel bakış açısına kısaca değindim.

Peki, farklılaştırılmış öğretim modelini eğitim sistemimizde uygulamak ne kadar mümkündür?

Farklılaştırılmış öğretim modeli öğrenci merkezli bir öğretim yaklaşımı temeline dayanır. Farklılaştırılmış öğretim yaklaşımın temeli yazının başında da ifade ettiğim gibi; Jean Piaget’in bilişsel gelişim kuramına, Vygotsky’nin yakınsal gelişim alanına ve Gardner’ın çoklu zekâ kuramına, beyin temelli öğretim araştırmalarına ve öğrenme stillerine dayanmaktadır. Eğitim sistemimizde bir dönem öğretmenlerimize yapılandırmacı öğretim ve çoklu zekâ kuramına göre öğretim ile ilgili de eğitimler verilmişti. Ancak, üzülerek belirtmek gerekir ki, eğitim kurumlarında sınıf içi öğrenci merkezli öğretim yöntemleri uygulamaları konusunda yapılan araştırmalar, sahadaki uygulamaların hiçte teorik olarak anlatıldığı gibi olmadığını göstermektedir. Peki, neden teori ve saha uygulamaları birbirinden ayrı?.. Birçok yazımda ifade ettiğim gibi, eğitim öğretimde başarı, eğitim sistemimize dışarıdan monte edilen ithal kuramlarla sağlanamıyor. Eğitim bilimlerindeki kuramlar elbette önemlidir. Eğitim kuramları eğitim bilimciler tarafından bilinmeli ve uygulama esasları değerlendirilmelidir. Ancak, kuramların kültürel, sosyoekonomik yapımıza entegre edilmesi için saha gerçekleri de göz ardı edilmemelidir. Eğitim bilimlerinde sadece eğitim kuramları Türkçeye çevrilerek, ithal kuramlarla eğitim öğretimde  sorunların çözümünü  ya da başarı için mucizeler beklemek ne kadar gerçekçi?..

Eğitimde köy enstitüleri gibi iz bırakan eğitim modelinin önemli başarılarının saha gerçekliği ile uyumlu olduğu için sağlandığı, unutulmamalıdır. Bu nedenle, eğitim sistemimizde öğretmenlere sadece belirli kuramları öğreterek başarı sağlanacağını düşünmek, çok da gerçekçi bir yaklaşım olacağını düşünmüyorum. Farklılaştırılmış öğretimde öğrencilerin bireysel farklılıklarından yola çıkarak öğrenmenin öğrencinin parmak izi olduğu anlayışıyla, her öğrencinin öğrenme faaliyeti içerisinde olması çok önemlidir. Ancak, fiziki alt yapısı henüz tam olarak çözülememiş, 40- 50 kişilik sınıflarda ve daha da önemlisi sınav odaklı eğitim sisteminde, farklılaştırılmış öğretim ne kadar hayata geçebilecektir?..

Geleceği aydınlık, yarınları umut dolu bir nesil için, “ÖNCELİĞİMİZ EĞİTİM”…

KAYNAK: https://egitimajansi.com/ali-gungor/uzman-ve-basogretmenlik-egitimlerinin-degerlendirmesi-1-farklilastirilmis-ogretim-kose-yazisi-3594y.html

0 Paylaşımlar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*